Yaş olmuş yirmidokuz!

Evimden kilometrelerce uzakta bir otel odasında saatin 00.00’ı göstermesini bekliyorum, 29. yaşımı hakkettiği gibi karşılayamayacağımı bilerek… Kulağımda Kolpa çalıyor, yatağın soğuk tarafının yakıcılığından dem vuruyor. Günlerdir takıldım bu şarkıya, oysa benim yatağım tek kişilik, benden başkasına yer yok, o zaman neden içerliyorum bu kadar günlerdir?

Geçen yıl 28. yaşıma öğütler vermişti 27. yaşım. Hoş hiç dinlemedi yirmisekizim yirmiyedimi, küçüksün sen dedi, kulak arkası etti laflarını. Bu sene direkt ben dalayım diyorum konuya, gelmeden uyarayım, çekeyim kulaklarını… Dinler mi dersiniz? Su testisi su yolunda kırılmasın bu sefer, tüm derdim bu!

Sevgili yirmidokuz, sanırım sana yirmidokuz dememin bir sakıncası yoktur. Şimdi iyi dinle beni! Yirmisekiz’in gidiyor olmasından oldukça memnunum çünkü bana buhranlar, sıkıntılarla geldi, pek iyi şeyler getirmedi. Sen efendi gibi gel, izin ver önce yirmisekizden kalanları temizleyeyim. Halim kaldıysa bir sıkıntı getirmişsen sana da sorarım, ama hala mücadele ediyorsam yirmisekizin ardında kalanlarla, rica edeceğim götünü sık, o sorunları bir kenarda sakla.

Yirmisekiz, yirmiyediden kalan o tek beyaz teli hiç sevmedi, yalnız bırakmaya karar verdi, sen de öyle yap! Beni dip boyası derdinden sonra bir de beyaz kapatma derdiyle uğraştırma!

Beynimin karşıma çıkan her adama orospuçocuğu muamelesi yapmasına izin verme, yirmisekiz’in tanımadığı hakkı sen tanı o insanlara, kalbimle beynimi senkronize çalıştır, biri diğerine baskın çıkmasın!

Bu arada yirmisekizin dokunmadığı huylarıma sen de dokunma, çok pis bozuşuruz aklında olsun!

Bana biraz sakinlik getir, sinirlerimi yatıştırmama yardım et, etrafımdakileri kırmama izin verme (kırılmayı hakkediyorlarsa beni bir cadaloza çevirmekte tereddüt etme ama!)

Zaman akıp gittiğinde ve sana veda etmem gerektiğinde, seni çok sevdim, keşke bitmeseydin dememi sağla yaptıklarınla… Otuz’un seni her daim kıskanmasını sağla..!

Sevgili yirmidokuz, gelirken değişiklikler getir hayatıma… Yaşamın her yönünden değişiklikler getir bana, o değişiklikleri kabul etmemi sağla! Yalnız bu değişiklikler içinde saçlarımı pembeye boyatmayı seçersem sana zahmet beynime elektrik şoku uygula! Değişiklik dediysem, o kadar da değil.

Çokça sabır getir yanında, dayanma gücü getir. Kaybetmekten korkmayacağım kadar irade de isterim senden. İstediklerim fazla gelmesin, tam üçyüzaltmışbeş gün yanımda olacaksın, bunları konaklama bedeli olarak düşün.

Şimdi, gel hadi bekliyorum… Ne olursa olsun seni seveceğim ama, kendinden nefret ettirme…

Saat 23:59. Hoşçakal yirmisekiz… Seni hep hatırlayacağım ama seninle yaşadığım sıkıntıları unutabileceğimi sanmıyorum. Üzgünüm. Keşke daha güzel anılarım olsaydı seninle… Hoşçakal…

Ve 00.00! Hoşgeldin yirmidokuz! Geç şöyle.. Söylediklerimi unutma… Güzel bir birlikteliğimiz olur umarım!

İyi ki doğdum!